hüzünlü

listen to the pronunciation of hüzünlü
Türkçe - İngilizce
sad

Don't give me such a sad look. - Bana böyle hüzünlü bakma.

This is such a sad story. - Bu öylesine hüzünlü bir hikaye.

gloomy
blue

I was feeling blue all day. - Bütün gün hüzünlü hissediyordum.

downcast
dreary
doleful
cheerless
funereal
rueful
somber
glum

Why are you so glum? Our dog is sick. - Neden bu kadar hüzünlüsün? Köpeğimiz hasta.

sad, melancholy
sad, sorrowful, mournful, woeful, heartsick, plaintive, pensive, melancholy, blue
depressing

Tom's story was very depressing. - Tom'un hikayesi çok hüzünlüydü.

sombre
elegiac
melancholic
sorrowful
sorry
woeful
wintry
(Konuşma Dili) sick at heart
woebegone
lugubrious
wistful
dejected
melancholiac
down
heavy
down in the dumps
melancholy
mournful
plaintive
atrabilious
dumps
direful
hüzün
blues
hüzün
{i} sadness

Your eyes were full of sadness. - Gözlerin hüzün doluydu.

Her face reflects disgust and sadness, rather than anger. - Onun yüzü öfkeden daha ziyade tiksinme ve hüzün yansıtıyor.

hüzünlü olmak
be gloomy
hüzünlü hissetmek
feeling blue
hüzünlü olmak
have the blues
hüzünlü olmak
be sad
hüzünlü olmak
to have the blues
hüzün
gloom
hüzün
dumps
hüzün
{i} gloominess
hüzün
sorrow

As long as we're together, all the sorrow is nothing but an occasion to become closer. - İkimiz olduktan sonra, bütün bu hüzünler, sıcak bir yakınlaşma için bahanedir.

hüzün
dejection
hüzün
spleen
hüzün
sorrowless
hüzün
doldrums
hüzün
shadow
hüzün
sombreness
hüzün
sadness, gloom, melancholy, sorrow, grief, the blues
hüzün
dole
hüzün
dreariness
hüzün
dolefulness
hüzün
somberness
hüzün
melancholy
hüzün
ruefulness
hüzün
sadness, melancholy
hüzün
sad

Smiling sadly, she began to talk. - O, hüzünle gülümseyerek konuşmaya başladı.

His sad story touched my heart. - Onun hüzünlü hikayesi kalbime dokundu.

Türkçe - Türkçe
Gönle üzgünlük veren, iç kapanıklığına yol açan: "Bir şey söylemeyerek hüzünlü bir hâlde gazetesinin başka sütunlarına geçer."- A. Ş. Hisar
Gönüle üzgünlük veren, iç kapanıklığına yol açan
hüzün
İç kapanıklığı, gönül üzgünlüğü: "Bereket versin bu hüzün uzun sürmez, çabuk dağılır ve kızcağız bir müddet sonra o daimî mağrur hâlini alıverirdi."- H. Taner
hüzün
İç kapanıklığı, gönül üzgünlüğü
hüzünlü