The escaped convicts agreed to part ways.
- Kaçan hükümlüler yollarını ayırmaya karar verdiler.
The police are hunting an escaped convict in this area.
- Polis bu alanda kaçan bir hükümlüyü arıyor.
He tortured a prisoner.
- O bir hükümlüye işkence etti.
The prison guard made every prisoner write a novel.
- Hapishane gardiyanı her hükümlüye bir roman yazdırdı.
Tom learnt that he was the only convict sentenced to life imprisonment in that prison.
- Tom o hapishanede ömür boyu hapse mahkum tek hükümlü olduğunu öğrendi.