hükümet

listen to the pronunciation of hükümet
Türkçe - İngilizce
(Hukuk) government

A government suffers from civil affairs. - Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor.

The government imposed a new tax on farmers. - Hükümet çiftçilere yeni vergi koydu.

administration; regime
government, administration
courthouse (building in small cities or towns housing all the major governmental administrative offices)
executive
administration
political

Tyrannical governments frequently imprison their political opponents. - Zalim hükümetler sık ​​sık siyasi rakiplerini hapsederler.

Tyrannical governments frequently put their political opponents in prison. - Acımasız hükümetler sık ​​sık siyasi muhaliflerini cezaevine sokarlar.

governmental

It's not a governmental question. - Bu bir hükümet sorunu değil.

(Politika, Siyaset) governance
(Ticaret) executive function
rule
polity
jurisdiction
reign
kingdom
hükümet darbesi
coup
hükümet ruhsatı
(Ticaret) government license
Hükümet binasının olduğu cadde
(londra) Whitehall
hükümet başkanı
(Hukuk) head of government
hükümet binaları
civic center
hükümet binası
government building
hükümet binası
court house
hükümet bunalımı
governmental crisis
hükümet darbesi
coup d'état
hükümet darbesi
(Hukuk) coup d'état, political coup
hükümet dışı kuruluşlar
(Askeri) nongovernmental organization
hükümet etmek
to govern, to rule
hükümet gibi formidably powerful and effective
(person): Mürsel hükümet gibi. What Mürsel says, goes
hükümet izniyle düşman gemiye saldırmak
(tic. gemi) privateer
hükümet izniyle korsanlık yapmak
privateer
hükümet izniyle savaşan korsan gemisi
captor
hükümet izniyle çalışan korsan gemi
privateer
hükümet izniyle çalışan korsan gemi tayfası
privateer
hükümet kapısı
(a) government office
hükümet kapısına düşmek
to end up having to deal with a government office
hükümet konağı
government office
hükümet konağı courthouse
(building in small cities or towns housing all the major governmental administrative offices)
hükümet konşimentosu
(Askeri) government bill of lading
hükümet kurmak
form a government
hükümet kurmak
to form a government
hükümet mali istatistikleri
(Hukuk) government finance statistics (GFS)
hükümet merkezi
capital, seat of government
hükümet onayıyla işlenmiş kanunsuz eylem
act of state
hükümet raporu
white book
hükümet sözcüsü
government spokesman
hükümet sürmek
to rule, reign; to govern
hükümet tarafından sağlanan bilgi
(Askeri) government-furnished information
hükümet tarafından sağlanan teçhizat
(Askeri) government-furnished equipment
hükümet temsilcileri
(Hukuk) government representatives
hükümet şekli
polity
mevcut hükümet
(Politika, Siyaset) current government
milli hükümet
(Politika, Siyaset) national government
hükümet temsilcisi
commissioner
hükümet temsilcisi
emissary
(putsch) darbe(-i hükümet)
(Putsch) pulse (-i-government)
Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi
(Hukuk) European Council
Devlet ya da Hükümet başkanı
(Hukuk) head of state or government
Londra'da hükümet binalarının olduğu sokak
Downing Street
de facto hükümet
(Politika, Siyaset) de facto government
diğer hükümet kuruluşu
(Askeri) other government agency
fiili hükümet
de facto government
genel hükümet açığı / fazlası
(Hukuk) general governement deficit / surplus
geçici hükümet
caretaker government
halen iktidardaki hükümet
(Hukuk) current government in power
haraç veren hükümet
tributary
karma hükümet
coalition gövernment
karma hükümet
coalition
kukla hükümet
puppet government
kötü hükümet
misrule
merkezi hükümet
(Hukuk) central government
meşruti hükümet
government by constitutional monarchy
sürgünde hükümet
(Hukuk) government in exile
sürgündeki hükümet
government in exile
temsili hükümet pol
government by representation
yaşlıların yönettiği hükümet
gerontocracy
yedi kişilik hükümet
heptarchy
yeni (hükümet/yıl)
incoming
ıngiliz hükümet politikası
Whitehall
Türkçe - Türkçe
Bir ülkenin yönetim kuruluşları
Devletin görevlerini yerine getirmesini sağlayan yetkili organ, Bakanlar Kurulu, kabine
Devlet yönetimi
Hükümet konağı
(Osmanlı Dönemi) KAZİYE
hükümet darbesi
Bir ülkenin yönetim düzeninde değişiklik yapmak için zora dayanarak yapılan yasa dışı iş
hükümet erkanı
İllerde ve daha küçük beldelerde başta vali veya kaymakam olmak üzere hükûmet işlerini yürüten kimse veya kimseler
hükümet etmek
Bir ülkenin yönetimini elinde bulundurmak
hükümet kapısı
Devlet dairesi
hükümet komiseri
Kurum ve kuruluşların toplantılarının yasalara uygun şekilde yapılmasını denetleyen, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca tayin edilen memur
hükümet konağı
İllerde ve daha küçük yerlerde, başta vali veya kaymakam olmak üzere, hükûmet görevlilerinin iş gördüğü yapı
hükümet merkezi
Başşehir, başkent
hükümet