Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

guts, nerve, fortitude or persistence

listen to the pronunciation of guts, nerve, fortitude or persistence
İngilizce - Türkçe

guts, nerve, fortitude or persistence teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

pluck
{f} koparmak
pluck
{f} yolmak

Mary piliçten tüyleri yolmakla meşgul. - Mary is busy plucking the feathers from the chicken.

pluck
{f} toplamak
pluck
{i} yolma

Mary piliçten tüyleri yolmakla meşgul. - Mary is busy plucking the feathers from the chicken.

Mary on iki yaşındayken kaşlarını yolmaya başladı. - Mary started plucking her eyebrows when she was twelve years old.

pluck
{f} kopar

Havva, bilgi ağacından meyve kopardı. - Eve plucked fruit from the tree of knowledge.

Onları nereden kopardın? - Where did you pluck them?

pluck
tüylerini yolmak
pluck
kopar(mak)
pluck
{f} talan etmek
pluck
yiğitlik
pluck
çalmak
pluck
pluck off kopa
pluck
{i} yüreklilik
pluck
pluck kopar/çek/yol
pluck
{f} sürüklemek
pluck
{f} yağmalamak
pluck
{f} sınıfta bırakmak
pluck
(isim) yolma, sakatat, çekme, cesaret, yüreklilik
pluck
sakatat/yolma/cesaret
pluck
(fiil) koparmak, toplamak, yolmak, ayıklamak (yün), çekmek, sürüklemek, soymak, yağmalamak, talan etmek, sınıfta bırakmak
pluck
{i} sakatat
İngilizce - İngilizce
pluck

He didn't get far with the attempt, but you have to admire his pluck.