Altın golemleri hazineyi korumak için kullanılan gardiyanlardır.
- Gold golems are guardians used to guard treasure.
Nöbetçi ayağa kalk diye bağırdı.
- On your feet, shouted the guard.
Nöbetçileri nasıl öldürdün?
- How did you kill the guards?
Tom korumanın arkasına sinsice yaklaştı ve onu İngiliz anahtarıyla dövdü.
- Tom sneaked up behind the guard and clobbered him with a monkey wrench.
Tom korumayı geçemedi.
- Tom couldn't get past the guard.
O, sınır muhafızını görünce can havliyle kaçtı.
- He ran for his life at the sight of the border guard.
Daha sonra kralların kişisel muhafızlarına uydular deniyordu.
- Later the personal guards of kings were called satellites.
Ajan bekçiden anahtarları çalarken çok sinsiydi.
- The spy was very furtive as he stole the keys from the guard.
Tom bekçi köpeklerinin eğitimi hakkında bir kitap arıyor.
- Tom is looking for a book about training guard dogs.
Tom bir hapishane gardiyanı.
- Tom is a prison guard.
Tom bir hapishane gardiyanıydı.
- Tom was a prison guard.
Şimdi nöbet tutacağım. Git biraz uyu.
- I'll stand guard now. Go get some sleep.
Tom nöbette uyuyakaldı.
- Tom fell asleep on guard duty.
Gardiyan Tom'u yakaladı.
- The guard grabbed Tom.
Tom bir hapishane gardiyanıydı.
- Tom was a prison guard.
Asla koruyucu meleğinin uçabileceğinden daha hızlı sürme.
- Never drive faster than your guardian angel can fly.
Koruyucu meleklere inanıyor musun?
- Do you believe in guardian angels?
Kübalı askerler sokakları koruyordu.
- Cuban soldiers were guarding the streets.
Tom korumayı geçemedi.
- Tom couldn't get past the guard.
Her yerde silahlı muhafızlar vardı.
- There were armed guards everywhere.
Ulusal Muhafızlara katılmaya karar verdim.
- I've decided to join the National Guard.
The president inspected the guard of honour.