grown old

listen to the pronunciation of grown old
İngilizce - Türkçe
yaşlanmak
Eski büyüdü
grow old
yaşlanmak

Karımla yaşlanmak istiyorum. - I want to grow old with my wife.

Mary'yle yaşlanmak istiyorum. - I want to grow old with Mary.

grow old
kocalmak
grow old
farımak
grow old
kocaltmak
grow old
yıpranmak
grow old
kartlaşmak
grow old
saçı başı ağarmak
antiquated
yaşı ilerlemiş
antiquated
yaşlı
antiquated
antika olmuş
antiquated
modası geçmiş
antiquated
eski

Eski modelleri tercih ederim. - I prefer antiquated models.

grow old
yaşlan

Yaşlandıkça unutkan olduk. - We become forgetful as we grow older.

Yaşlanmaktan korkmayan insanları seviyorum. - I like people who are not afraid to grow old.

antiquated
{s} çağdışı, köhne
antiquated
{s} demode
antiquated
çok eski
grow old
(Fiili Deyim ) 1- ihtiyarlamak , kocamak 2- eskimek
grow old
ihtiyarlamak
grow old
eskimek
grow old
kocamak
İngilizce - İngilizce
Past participle of grow old
antiquated
grow old
become older, become aged; become worn out
grown old