Meselenin ciddiyetini anlayamıyorlardı.
- They couldn't comprehend the seriousness of the matter.
Tom yakında hatasının ciddiyetini fark etti.
- Tom soon realized the seriousness of his error.
Yerçekimi insan vücuduna baskı yapıyor.
- Gravity stresses the human body.
Bu son derece bir yerçekimi sorunudur.
- This is a matter of the utmost gravity.
Nesnelerin ağırlığının sebebi yer çekimidir.
- Gravity causes objects to have weight.
Mars'ın yer çekimi Dünya'nın yer çekiminin %38'idir.
- Mars's gravity is 38% of Earth's gravity.
Yerçekimi insan vücuduna baskı yapıyor.
- Gravity stresses the human body.
Bu son derece bir yerçekimi sorunudur.
- This is a matter of the utmost gravity.
Tom durumun ciddiyetinin farkında değildi.
- Tom wasn't aware of the gravity of the situation.
Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
- The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
Mars'ın yer çekimi Dünya'nın yer çekiminin %38'idir.
- Mars's gravity is 38% of Earth's gravity.
Yer çekimi herhangi iki kütle, herhangi iki organ ya da herhangi iki parçacık arasında olan bir çekim kuvvetidir.
- Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles.
... gravity, the great sculptor of the early universe, ...
... the earth, and the earth is round, but it's acting under a force, a force of gravity. ...