Rendelenmiş peynirimiz var mı?
- Do we have grated cheese?
Altmış gram rendelenmiş peynir ilave et.
- Add sixty grams of grated cheese.
Bir rendeye ihtiyacın var mı?
- Do you need a grater?
Yardımınız için size çok minnettarım.
- I'm very grateful to you for your help.
Ben, davet için minnettarım.
- I'm grateful for the invitation.
Kakofoni ızgara seslerin bir karışımıdır.
- A cacophony is a mixture of grating noises.
Onu benim için yapabilirsen müteşekkir olurum.
- I'll be grateful if you can do that for me.
Tavsiyen için sana çok müteşekkirim.
- I am very grateful to you for your advice.
Sana çok teşekkür borçluyum.
- I am very grateful of you.
Siz ve Mısır halkına konukseverliğiniz için teşekkür borçluyum.
- I am grateful for your hospitality, and the hospitality of the people of Egypt.
Siz ve Mısır halkına konukseverliğiniz için teşekkür borçluyum.
- I am grateful for your hospitality, and the hospitality of the people of Egypt.
Sana çok teşekkür borçluyum.
- I am very grateful of you.
Rendelenmiş peynirimiz var mı?
- Do we have grated cheese?
Altmış gram rendelenmiş peynir ilave et.
- Add sixty grams of grated cheese.
Altmış gram rendelenmiş peynir ilave et.
- Add sixty grams of grated cheese.
Rendelenmiş peynirimiz var mı?
- Do we have grated cheese?
Güvende olduğuna memnunum.
- I'm grateful that you're safe.
Hayatta olduğumuz için memnunuz.
- We're grateful to be alive.
Herhangi bir yorum minnetle taktir edilecektir.
- Any comments will be gratefully appreciated.
Tom minnetle gülümsedi.
- Tom smiled gratefully.
I need to grate the cheese before the potato is cooked.
She’s nice enough, but she can begin to grate on my nerves if there is no-one else to talk to.
The gate suddenly grated. It was Lestiboudois; he came to fetch his spade, that he had forgotten. He recognised Justin climbing over the wall, and at last knew who was the culprit who stole his potatoes.
I'm grateful that you helped me out. Is there any way I can repay you?.
I'm making coleslaw; do you know where the grater is?.