grand- teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- <span class="word-self">grandspan>
- büyük
Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir.
- Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
- <span class="word-self">grandspan>
- {i} bin dolar
Ben sadece üç bin dolar yaptım.
- I just made three grand.
- <span class="word-self">grandspan>
- {s} muhteşem
- <span class="word-self">grandspan>
- asil
- <span class="word-self">grandspan>
- ihtişamlı
- <span class="word-self">grandspan>
- gösteriş
- <span class="word-self">grandspan>
- büyüklük
- <span class="word-self">grandspan>
- tam
Ben büyük annemin yüzünü tam olarak hatırlamıyorum.
- I don't remember my grandmother's face accurately.
Babaannemin yüzünü tam olarak hatırlamıyorum.
- I don't remember my grandmother's face exactly.
- <span class="word-self">grandspan>
- mühim
- <span class="word-self">grandspan>
- azamet
- <span class="word-self">grandspan>
- babaanne
Babaannem uçabiliyor.
- My grandmother is able to fly.
Tom'un büyük büyük büyük babaannesi İskoçya'da yaşadı.
- Tom's great-great-great grandmother lived in Scotland.
- <span class="word-self">grandspan>
- gösterişli
- <span class="word-self">grandspan>
- bütün
Tom bütün yaz büyükannesi ile birlikte kalıyor.
- Tom has been staying with his grandmother all summer.
Büyükanne bütün aileye yiyecek almak için markete gitti.
- Grandma walked to the market to buy food for the whole family.
- <span class="word-self">grandspan>
- en önemli
- <span class="word-self">grandspan>
- yüce
- <span class="word-self">grandspan>
- görkemli
Bu görkemli planları yapmak iyi fakat tabağında sahip olduğunla başlamanı istiyorum.
- It's fine to make grandiose plans, but I'd like you to start with what you have on your plate.
- <span class="word-self">grandspan> average
- (Bilgisayar) genel ortalama
- <span class="word-self">grandspan> bazaar
- (Turizm) kapalıçarşı
- <span class="word-self">grandspan> duke
- büyük dük
- <span class="word-self">grandspan> jury
- (Kanun) soruşturma kurulu
- <span class="word-self">grandspan> mal
- (Pisikoloji, Ruhbilim) granmal
- <span class="word-self">grandspan> max
- (Bilgisayar) genel en büyük
- <span class="word-self">grandspan> min
- (Bilgisayar) genel en küçük
- <span class="word-self">grandspan> narrative
- büyük anlatı
- <span class="word-self">grandspan> opening
- açılış
- <span class="word-self">grandspan> potential
- büyük potansiyel
- <span class="word-self">grandspan> product
- (Bilgisayar) genel çarpım
- <span class="word-self">grandspan> stddevp
- (Bilgisayar) genel stdsapmas
- <span class="word-self">grandspan> total
- (Bilgisayar) gen top
- in <span class="word-self">grandspan> style
- gösterişli
- in <span class="word-self">grandspan> style
- son modaya göre
- in <span class="word-self">grandspan> style
- tantanalı
- row <span class="word-self">grandspan> total
- (Bilgisayar) satır genel toplamı
- <span class="word-self">grandspan>
- {i} k.dili. kuyruklu piyano
- <span class="word-self">Grandspan> Vizier
- sadrazam
- baby <span class="word-self">grandspan>
- kısa kuyruklu piyano
- baby <span class="word-self">grandspan>
- kuyruklu küçük piyano
- concert <span class="word-self">grandspan>
- kuyruklu piyano
- <span class="word-self">grandspan>
- {s} genel
Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer.
- My grandfather usually eats breakfast at six.
- <span class="word-self">grandspan>
- yüksek
Daha yüksek sesle konuş. Büyükbaban pek de iyi duymuyor.
- Speak louder. Your grandfather's hearing isn't so good.
Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi.
- His grandfather was a soldier of high degree.
- <span class="word-self">grandspan>
- tatlı
Büyükanne torunlarına tatlılar vermektedir.
- The grandmother gives sweets to her grandchildren.
- <span class="word-self">grandspan>
- kuyruklu piyano
O ezgiyi kuyruklu piyanosunda çaldı.
- She played that tune on her grand piano.
Kuyruklu piyanonun hiçbir pedalı yoktur.
- The grand piano has no pedal at all.
- <span class="word-self">grandspan>
- ince
- <span class="word-self">grandspan>
- enfes
- <span class="word-self">grandspan>
- çok iyi
Büyükannem çok iyi göremez.
- My grandmother can't see very well.
Büyükannem çok iyi yemek pişirebilir.
- My grandmother can cook very well.
- <span class="word-self">grandspan>
- baş
Bu görkemli planları yapmak iyi fakat tabağında sahip olduğunla başlamanı istiyorum.
- It's fine to make grandiose plans, but I'd like you to start with what you have on your plate.
Bazen büyük babam kendi başına bırakıldığında, kendi kendine konuşur.
- Sometimes my grandfather talks to himself when left alone.
- <span class="word-self">grandspan>
- heybetli
- <span class="word-self">grandspan>
- debdebeli
- <span class="word-self">grandspan>
- hoş
Büyükbaba ve büyükannelerim kroket oynamaktan hoşlanırlar.
- My grandparents enjoy playing croquet.
Büyükanne televizyon izlemekten hoşlanır.
- Grandma likes watching TV.
- <span class="word-self">grandspan>
- güzel
Torunum için çok güzel bir bebek satın aldım.
- I have bought an adorable doll for my granddaughter.
Büyük babam ve büyük annem kedi yavrusuna her gün bir sürü süt verdi ve kısa sürede yavru güzel ve tombul oldu.
- Every day grandfather and grandmother gave the kitten plenty of milk, and soon the kitten grew nice and plump.
- <span class="word-self">grandspan>
- parlak
- <span class="word-self">grandspan>
- kibar
- <span class="word-self">grandspan>
- mükemmel
- <span class="word-self">grandspan>
- (insan) önemli
- <span class="word-self">grandspan>
- ana
- <span class="word-self">grandspan>
- ulu
- <span class="word-self">grandspan> duchess
- grand düşes
- <span class="word-self">grandspan> duke
- grandük
- <span class="word-self">grandspan> duke
- grand dük
- <span class="word-self">grandspan> jury
- büyük jüri
Büyük jüri, polis memurunu suçlamamaya karar verdi.
- The grand jury decided not to indict the police officer.
Büyük jüri Tom'u cinayetle suçladı.
- The grand jury indicted Tom for murder.
- <span class="word-self">grandspan> opera
- büyük opera
- <span class="word-self">grandspan> piano
- kuyruklu piyano
O ezgiyi kuyruklu piyanosunda çaldı.
- She played that tune on her grand piano.
Kuyruklu piyanonun hiçbir pedalı yoktur.
- The grand piano has no pedal at all.
- <span class="word-self">grandspan> piano
- kuyruklu piano
- <span class="word-self">grandspan> total
- genel toplam
- <span class="word-self">grandspan> tour
- büyük gezi
- <span class="word-self">grandspan> turk
- büyük türk
- <span class="word-self">Grandspan> National Assembly of Turkey
- Türkiye Büyük Millet Meclisi
- Turkish <span class="word-self">Grandspan> National Assembly
- Türkiye Büyük Millet Meclisi, TBMM
- <span class="word-self">grandspan> am
- grand önce
- <span class="word-self">grandspan> architect
- Tanrı
- <span class="word-self">grandspan> banks
- büyük bankalar
- <span class="word-self">grandspan> bazaar
- Kapalı Çarşı
- <span class="word-self">grandspan> bounce
- büyük sıçrama
- <span class="word-self">grandspan> child
- büyük çocuk
- <span class="word-self">grandspan> coalition
- büyük koalisyon
- <span class="word-self">grandspan> duchess
- büyük düşes
- <span class="word-self">grandspan> duchy
- Büyük Dükalığı
- <span class="word-self">grandspan> duchy of luxembourg
- Lüksemburg Büyük Dükalığı
- <span class="word-self">grandspan> finale
- büyük final
- <span class="word-self">grandspan> kid
- büyük çocuk
- <span class="word-self">grandspan> larceny
- Büyük çaplı hırsızlık
- <span class="word-self">grandspan> mother
- büyük anne
- <span class="word-self">grandspan> opening
- Bir yer için kutlamaların yapıldığı açılış günü
- <span class="word-self">grandspan> parent
- büyük ebeveyn
- <span class="word-self">grandspan> parents
- büyük anne
- <span class="word-self">grandspan> son
- büyük oğlu
- <span class="word-self">grandspan> theft
- ulu hırsızlık
- have a <span class="word-self">grandspan> time
- büyük bir zaman var
- on a <span class="word-self">grandspan> scale
- Büyük ölçüde, büyük çapta
- take for <span class="word-self">grandspan>
- doğal karşılamak
- the <span class="word-self">Grandspan> National Assembly
- Büyük Millet Meclisi
- the turkish <span class="word-self">grandspan> national assembly
- Türk Büyük Millet Meclisi
- turkish <span class="word-self">grandspan> national assembly
- Türk Büyük Millet Meclisi
- turkish <span class="word-self">grandspan> national assembly
- Türkiye Büyük Millet Meclisi
- <span class="word-self">Grandspan> Old Party
- cumhuriyetçi parti
- baby <span class="word-self">grandspan>
- piyano (küçük)
- <span class="word-self">grandspan>
- {i} argo bin dolar
- <span class="word-self">grandspan>
- {s} önemli
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
- While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
- <span class="word-self">grandspan>
- {s} ağırbaşlı
- <span class="word-self">grandspan>
- {s} soylu
- <span class="word-self">grandspan>
- {s} k.dili. çok güzel, harika
- <span class="word-self">grandspan> joint exercise
- (Askeri) genel müşterek tatbikat
- <span class="word-self">grandspan> juror
- (Kanun) büyük jüri üyesi
- <span class="word-self">grandspan> jury
- jüri heyeti
- <span class="word-self">grandspan> larceny
- {i} büyük hırsızlık
- <span class="word-self">grandspan> master
- (Tiyatro) ana şalter
- <span class="word-self">grandspan> narrative
- (Sosyoloji, Toplumbilim) büyük anlatı (lyotard)
- <span class="word-self">grandspan> seigneur
- asil beyefendi
- <span class="word-self">grandspan> seigneur
- osmanlı padişahı
- <span class="word-self">grandspan> seignior
- beylerbeyi
- <span class="word-self">grandspan> seignior
- asil beyefendi
- <span class="word-self">grandspan> slam
- (Askeri) GRAND ŞİLEM: Görünen tüm uçaklar yere indirilecektir
- <span class="word-self">grandspan> tier
- (İnşaat) ana balkon
- <span class="word-self">grandspan> total
- (genel) toplam
- <span class="word-self">grandspan> tour
- avrupa turu
- <span class="word-self">grandspan> varp
- (Bilgisayar) genel vars
- <span class="word-self">grandspan> vizier
- veziri azam
- railway <span class="word-self">grandspan> division
- (Askeri) DEMİRYOLU İŞLETME ŞUBESİ: Böyle bir birlik tarafından idare edilen iki veya daha çok işletme kısmı
- the <span class="word-self">Grandspan> Old Party
- A.B.D. Cumhuriyetçi Parti