Hükümet temel değişiklikler yapmalı.
- The government must make fundamental changes.
İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.
- The labor unions had been threatening the government with a general strike.
Belediye idaresinin pek çok bürosu belediye binasındadır.
- Many offices of the municipal government are in the town hall.
Hükümet temel değişiklikler yapmalı.
- The government must make fundamental changes.
Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor.
- A government suffers from civil affairs.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Ben bir devlet işçisiyim.
- I'm a government worker.
Şirketin Başkanı Devlet Bakanına rüşvet verdi.
- The president of the company bribed the government minister.
Denenmiş olan tüm diğerleri hariç, demokrasi yönetimin en kötü şeklidir.
- Democracy is the worst form of government, except all the others that have been tried.
Çok sayıda yönetim biçimleri var.
- There are several forms of government.
We can help you determine which types of government assistance you might qualify for and how and where to apply - Hangi tür devlet yardımlarının sizin için uygun olabileceğini ve nasıl ve nereye başvurulacağını belirlemenize yardımcı olabiliriz.
The basis of government grants and government assistance are transferring sources to more beneficial areas and eliminating imbalance of welfare - Devlet teşvikleri ve devlet desteğinin temeli, kaynakları daha yararlı alanlara aktarmak ve refah dengesizliğini ortadan kaldırmaktır.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
- The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
Bu devlet memurları rüşvetçidir.
- These government officials are corrupt.
Onların anarşiyi kontrol etmek için yeni bir hükümete ihtiyaçları vardı.
- They needed a new government to control the anarchy.
Bir ülkeyi yönetmek kolay bir iş değildir.
- To govern a country is not an easy job.
İnsanlara kendilerini yönetmek için izin verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
- I think people should be allowed to govern themselves.
Hindistan uzun yıllardır Birleşik Krallık tarafından yönetildi.
- India was governed by Great Britain for many years.
O ada bir zamanlar Fransa tarafından yönetildi.
- That island was governed by France at one time.
Bu bir hükümet sorunu değil.
- It's not a governmental question.
1888: Whatever it was that had happened to him in the old times when he was a Government man he didn’t talk about. — Rolf Boldrewood, Robbery Under Arms.
Why not just leave things as they are and say, We are going to run this government organisation efficiently; we are going to make sure that the government stroke has disappeared, that the managers are on the ball and that the customers get good service.
a student who could not govern his impulses.
a valve that governs fuel intake.
Chance usually governs the outcome of the game.
... of government ' is not to become the economic player picking winners and losers, telling ...
... Our advice panel instructed the government agency have to ...