Hazırlanmak zorundayım.
- I've got to get ready.
Tom iş için hazırlanmak zorunda.
- Tom has to get ready for work.
Yolculuk için derhal hazırlan.
- Get ready for the trip at once.
Tom parti için hazırlanmasının Mary'nin kaç saatini aldığını merak etti.
- Tom wondered how many hours it took Mary to get ready for the party.