Boston'dan kurtulmak zorundaydım.
- I had to get out of Boston.
Bir defa kötü bir alışkanlığı başlayınca, ondan kurtulmak zor olabilir.
- Once you've got into a bad habit, it can be difficult to get out of it.
Leyla arabadan inmek istedi.
- Layla wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Dün saat kaçta yataktan çıktın?
- What time did you get out of bed yesterday?
Kaç Tom. Çık buradan!
- Run, Tom. Get out of here!
Tom hastaneden çıktı.
- Tom got out of the hospital.
Tartışma hızla kontrolden çıktı.
- The argument quickly got out of control.
I can't get out of this notion that she may have known all along.
Is there any way I can get out of Saturdays?.