Parkta bir sürü delikanlı çalışıyor.
- A lot of boys are running in the park.
Bu, saatini bulan delikanlı.
- This is the boy who found your watch.
Oğlana gönderilen mektupta ilginç bir öykü vardı.
- There was an interesting story in the letter to the boy.
Küçük oğlan hayvanat bahçesinde.
- The little boy is at the zoo.
Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.
- I heard the boys singing.
İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.
- The two boys cooked their meal between them.
Vay be, bu cümle de amma tantana kopardı.
- Boy, that sentence sure caused a kerfuffle.
Benim bütün oğullarım büyüdü.
- My boys are all grown up.
Oğullarım benim her şeyimdir.
- My boys are my everything.
Çocuk bir sal üstünde nehirden aşağıya doğru gitti.
- The boy went down the river on a raft.
Bütün erkekler aşağıya baktı.
- All the boys looked down.