good luck!

listen to the pronunciation of good luck!
İngilizce - Türkçe
Bol şanslar!
şans

Ben senin iyi şansın hakkında mutluyum. - I am happy about your good luck.

Sana iyi şanslar diliyorum. - I wish you good luck.

iyi şans
şansın açık olsun
iyi şanslar
fortune
talih

Yanan binadan kurtarılacak kadar iyi bir talihe sahipti. - He had the good fortune to be rescued from the burning building.

fortune
{i} tâlih

Yanan binadan kurtarılacak kadar iyi bir talihe sahipti. - He had the good fortune to be rescued from the burning building.

good luck
{i} uğur

Bu benim uğurlu eşyam. - This is my good luck charm.

Bu kitap benim uğurlu eşyam. Onu her beş ayda okurum. - This book is my good luck charm. I read it every five months.

fortune
şans

Güzel bir kızla evlenmek için iyi şansı vardı. - He had the good fortune to marry a pretty girl.

Onun güzel bir kızla evlenme şansı vardı. - He had the fortune to marry a nice girl.

fortune
{i} kısmet
fortune
{i} servet

O, borsada bir servet kaybetti. - He lost a fortune in the stock market.

Babam bana büyük bir servet bıraktı. - My father left me a large fortune.

fortune
çok para
fortune
{i} kader

Bir şans elde ederek bir kader yaratacaksın. - You'll make a fortune by taking a chance.

Herkes kendi kaderini çizer. - Everybody is the architect of their own fortune.

fortune
fortune hunter bilhassa evlenme yolu ile zengin olmak isteyen kimse
fortune
hayır

Sami tüm servetini hayır kurumuna bıraktı. - Sami left his entire fortune to charity.

Tom bütün servetini hayır için bağışladı. - Tom donated his entire fortune to charity.

fortune
devran
fortune
meymenet
fortune
bakı
good luck
hayırlı ola!
good luck
akyazı
good luck
(Denizbilim) rasgele
good luck
baht
good luck
bol şanslar!
good luck
bol şans
good luck
(Denizbilim) rastgele
fortune
gelecek
good luck
iyi şans

Tom Mary'ye iyi şans diledi. - Tom wished Mary good luck.

İnsanlar iyi şanslarıyla övündüler. - The people exulted over their good luck.

good luck
iyi şanslar

İnsanlar iyi şanslarıyla övündüler. - The people exulted over their good luck.

Hoşça kal ve iyi şanslar. - Good-bye and good luck.

good luck
başarılar
fortune
{i} baht
fortune
tesadüf
fortune
fortunetelling falcılık
fortune
{i} zenginlik
fortune
fortuneteller falcı
fortune
kaza

Leyla'nın babası servetini petrol endüstrisinde kazandı. - Layla's father made his fortune in the oil industry.

Tom muhtemelen bir servet kazanacak. - Tom will probably make a fortune.

good luck
{i} şans

Tom Mary'ye iyi şans diledi. - Tom wished Mary good luck.

Güle güle ve iyi şanslar. - Goodbye and good luck.

good luck
talih kuşu
good luck!

    Heceleme

    good luck

    Telaffuz

    Videolar

    ... ( laughs ) Good luck, Charlie. ...
    ... well good luck charlie wanna ...