Kadınlara yardımcı olmayı sürdürmek istiyorum.
- I want to continue to help women.
Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
- Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
Devam etmekten başka seçeneğimiz yok.
- We have no options but to continue.
Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
- Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
- Prices continue to climb.
Tom o kabul ettiği sürece desteğini sürdürmeye kararlıydı.
- Tom was determined to continue his support for as long as it took.
Yüksek lisans okulunda çalışmalarını sürdürdü.
- He continued his studies at graduate school.