Tom Mary'yi bütün yol boyunca istasyona kadar kovaladı.
- Tom chased Mary all the way to the station.
Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.
- The train was so crowded that I had to keep standing all the way.
... There are Arab traders who are traveling all the way ...
... Let's zoom all the way out. ...