glaubend

listen to the pronunciation of glaubend
İngilizce - Türkçe

glaubend teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

thinking
düşünme

Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmek elimde değil. - I cannot help thinking that my son is still alive.

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

believing
inançlı
believing
mümin
believing
itikatlı
believing
{i} inanış
believing
imanlı
thinking
düşünüş
thinking
görüş

Ben küçük esprileri seviyorum ve senin şeyler üzerinde düşünceni ve görüşlerini oldukça kıskanıyorum. - I love our little jokes and I'm quite jealous of your thinking and views on things.

thinking
düşünceli
thinking
düşünerek

O bütün zamanını erkek çocuklarını düşünerek geçirir. - She spends all her time thinking about boys.

Tom Mary'yi düşünerek oldukça çok fazla zaman harcıyor. - Tom spends way too much time thinking about Mary.

believing
{f} inan

Tom'un Mary'nin gerçekten onunla birlikte çıkmak isteyeceğine inanma sorunu vardı. - Tom had trouble believing that Mary would actually want to go out with him.

Bilim adamlarına göre yaygın bir hata her problemin teknik bir çözümü var olduğuna yanlışlıkla inanmaktır. - A fault common to scientists is mistakenly believing that every problem has a technical solution.

thinking
{f} düşün

Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir. - When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

believing
{i} kanma
believing
(isim) kanma
believing
iman eden
believing
inanan
thinking
{i} tasavvur
Almanca - İngilizce
thinking
fancying that …
guessing
believing