He had no difficulty explaining the mystery.
- O, gizemi açıklamada zorluk çekmedi.
Today, we are going to unravel the mystery of the English subjunctive.
- Bugün, İngilizce dilek kipinin gizemini çözeceğiz.
Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.
- Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.
What she said was an enigma to me.
- Onun söylediği benim için bir gizemdi.
There's a secret song hidden on this album.
- Bu albümde saklı gizemli şarkı var.
Tom was always very secretive.
- Tom her zaman çok gizemliydi.