giydirilmesi

listen to the pronunciation of giydirilmesi
Türkçe - İngilizce

giydirilmesi teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

giy
wore

Tom wore gloves to avoid leaving his fingerprints on the murder weapon. - Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi.

Please look at the girl who wore the blue clothes. - Lütfen mavi elbise giymiş şu kıza bak.

giy
{f} worn

Tom realized right away that he should have worn a heavier coat. - Tom daha kalın bir palto giymesi gerektiğini hemen fark etti.

I noticed that she had worn a new hat. - Onun yeni bir şapka giydiğini fark ettim.

giy
have on

What do you have on for tomorrow night? - Yarın gece için ne giyersin?

Tom didn't have on his shoes. - Tom ayakkabılarını giymemişti.

giy
put on

Tom put on his shoes. - Tom ayakkabılarını giydi.

Put on a coat. If you don't, you'll catch a cold. - Üstüne paltonu giy. Giymezsen üşütürsün.

giy
{f} wear

She was wearing a gown of satin. - O, saten bir sabahlık giymişti.

The shoes you are wearing look rather expensive. - Giydiğin ayakkabılar oldukça pahalı görünüyorlar.

giy
endue
giydirilmesi