giy

listen to the pronunciation of giy
Türkçe - İngilizce
wore

She wore a green dress. - Yeşil bir elbise giydi.

Tom wore a new coat to school today. - Tom bugün okula giderken yeni bir ceket giydi.

{f} worn

Tom realized right away that he should have worn a heavier coat. - Tom daha kalın bir palto giymesi gerektiğini hemen fark etti.

I noticed that she had worn a new hat. - Onun yeni bir şapka giydiğini fark ettim.

have on

What do you have on for tomorrow night? - Yarın gece için ne giyersin?

Why do you have only one glove on? - Neden sadece bir eldiven giyiyorsun?

put on

She took off her old shoes and put on the new ones. - Eski ayakkabılarını çıkararak yenilerini giydi.

Tom put on his shoes. - Tom ayakkabılarını giydi.

{f} wear

Who's wearing the blue T-shirt? - Mavi tişörtü kim giyer?

She was wearing dark brown shoes. - O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.

endue