Tom bu gece alışılmadık biçimde geveze.
- Tom is unusually talkative tonight.
Ben aslında geveze birisi değilimdir. Sadece sana anlatacak çok şeyim var.
- I'm not really a talkative person. It's just that I have a lot of things to tell you.
Onun konuşkanlığı rahatsızlık verici.
- Her talkativeness is a pain in the neck.
İkinci bardak şaraptan sonra Tom konuşkan oldu.
- After the second glass of wine, Tom became talkative.