given the following table: members

listen to the pronunciation of given the following table: members
İngilizce - Türkçe

given the following table: members teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

example
{i} örnek

Niçin onların şikâyet ettikleri sadece benim? Onlar sadece beni örnek veriyorlar ve beni bir günah keçisi olarak kullanıyorlar. - Why am I the only one they complain of? They're just making an example out of me and using me as a scapegoat.

Muhabir: Bana bir örnek verebilir misin? - Reporter: Can you give me an example?

example
kip
example
mesala
example
make an example of ibret olsun diye cezalandırmak
example
for example örneğin
example
set a good example iyi örnek olmak
example
{i} misal

Bana bir misal verebilir miydiniz? - Could you give me an example?

Bir misal verebilir misin? - Can you give an example?

example
{i} ders

Biz onun dersini izlemeliyiz. - We should follow his example.

example
meselâ

Mesela, bu bir aşk şarkısı. - For example, this is a love song.

Mesela, İngilizceyi seviyor musun? - For example, do you like English?

example
{i} ibret
İngilizce - İngilizce
example
given the following table: members