Bunun hakkında konuşmayı tercih etmiyorum.
- I prefer to not talk about it.
Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
- The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
Çoğu kişi yağla yemek pişirmek yerine tereyağıyla yemek pişirmeyi tercih eder.
- Many people prefer to cook with butter instead of oil.
Ben sabah banyo yapmayı tercih ederim.
- I prefer to bath in the morning.