O günaha yenik düşmek için yeterince zayıf. - He was weak enough to succumb to temptation.
O günaha yenik düşmek için yeterince zayıf.
He was weak enough to succumb to temptation.
Dedem bu yıl ölümcül bir kansere yenik düştü. - My grandfather succumbed to a terminal cancer this year.
Dedem bu yıl ölümcül bir kansere yenik düştü.
My grandfather succumbed to a terminal cancer this year.