Tom çiçeği koklamak için eğildi.
- Tom leaned down to smell the flower.
Taze yapılmış kahveyi koklamak çok harika!
- It's so wonderful to smell freshly made coffee!
Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir.
- A dog's sense of smell is much keener than a human's.
Caz ölmedi, sadece komik kokuyor.
- Jazz isn't dead, it just smells funny.
Gerçekten güzel koktu.
- It smelled really good.
Bu, peynir gibi kokuyor.
- This smells like cheese.
Size söyledim, bacaklarınıza ve ayaklarınıza dikkat etmek zorundaydınız.
- I told you you had to pay attention to your legs and feet.
Trafik ışıklarına dikkat etmek zorundayız.
- We must pay attention to the traffic light.
Hava bahar çiçekleri gibi kokuyor.
- The air smells like spring flowers.
Yangından sonra, duman kokusu günlerce havada kaldı.
- After the fire, the smell of smoke remained in the air for days.