Bank services are getting more and more expensive.
- Banka hizmetleri gittikçe daha pahalı oluyor.
As he grew excited, he spoke more and more rapidly.
- O heyecanlandığında, gittikçe daha hızlı konuştu.
This area is gradually being deforested.
- Bu bölgede ormanlar gittikçe azalıyor.
Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff.
- Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.
He became increasingly demented!
- O gittikçe çılgın oldu!