girmiş

listen to the pronunciation of girmiş
Türkçe - İngilizce
entered

I had scarcely entered the class before the students started asking questions. - Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.

He must have entered this room. - O, bu odaya girmiş olmalı.

Past tense and past participle of to enter
gir
come in

I didn't hear you come in. - İçeri girdiğini duymadım.

She beckoned me to come in. - O bana içeri girmem için işaret etti.

birbirine girmiş
kinky
gir
(Bilgisayar) sign in
gir
(Bilgisayar) retype
gir
incur
gir
got into

He got into this school in September last year. - Geçen yıl eylül ayında bu okula girdi.

Tom got into bed and turned off the light. - Tom yatağa girdi ve ışığı kapattı.

gir
get into

Tom tried to get into the locked room. - Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.

Does Tom get into the city very often? - Tom çok sık şehre girer mi?

gir
fallen under
gir
{f} enter

Knock on the door before entering the room. - Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.

An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what? - İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?

gir
gone into
gir
fell under
gir
fall under
gir
go into

Tom wanted to go into politics. - Tom siyasete girmek istedi.

I saw him go into the toilet a few minutes ago. - Beş dakika önce onun tuvalete girdiğini gördüm.

gir
went into
birbirine girmiş
in mesh
insan şekline girmiş
incarnate

You are the devil incarnate. - Sen şeytanın insan şekline girmiş halisin.

kramp girmiş
cramped
savaş düzenine girmiş
embattled
yeni girmiş kimse
neophyte
çıkmaza girmiş
bogged down
çıkmaza girmiş
deadlocked
Türkçe - Türkçe

girmiş teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

GÎR
(Osmanlı Dönemi) f. (Giriften) "Tutmak, yakalamak" mastarının emir köküdür. Türkçedeki: yapan, tutan, tutucu, dağılan, yayılan gibi mânalara gelir. Kelimenin sonuna eklenir
girmiş