Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
- Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
Bu kız bir kadın oldu.
- This girl has become a woman.
Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi.
- Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.
Sevgilisi de oradaydı.
- His girlfriend was there, too.
Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.
- Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg.
Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.
- Tom and his girlfriend are in the same class.
Kız arkadaşına doğru koştum.
- I ran into your girlfriend.
Tom kız gibi kıkırdadı.
- Tom giggled girlishly.
I'm going to meet my girl over there.''.
Amanda is a girl of 16.
Your girl turned up on our doorstep.
Stop being such a girl and punch back.