Onun yetenekli bir sanatçı olduğundan şüphe etmeye yer yok.
- There is no room to doubt that he is a gifted artist.
Çok yetenekli bir sanatçısın.
- You're a very gifted artist.
O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
Tom çok üstün yetenekli.
- Tom is very gifted and talented.
Pesto Tanrı'nın dünyaya armağanıdır.
- Pesto is God's gift to the world.
Tom onun kadınlara Allahın bir armağanı olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks he's God's gift to women.
Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- Health is the greatest gift.
Bu hediye sizin için.
- This gift is for you.
O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir.
- Whenever she comes back from a journey, she brings a gift for her daughter.
Atatürk was a gifted person.
Onun doğuştan yetenekleri var.
- He has natural gifts.
O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
Onun doğuştan yetenekleri var.
- He has natural gifts.
Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- Health is the greatest gift.
Hiç ödül beklemiyordum.
- I didn't expect any gift.
Yaşam, ödüllerini tekrar etmez.
- Life does not repeat its gifts.
O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
a school for gifted children.
... and gifted all of these to you. ...
... And I just think that everybody is gifted and talented ...