Tom put off going to Boston.
- Tom'un Boston'a gidişi ertelendi.
I'll never forget going to Hawaii with her.
- Onunla Hawai'ye gidişimizi hiç unutmayacağım.
He decided he would put off his departure.
- Gidişini ertelemeye karar verdi.
He put off his departure till Sunday.
- Gidişini Pazara kadar erteledi.
The trend isn't looking good.
- Gidişat iyi görünmüyor.