gidişli

Türkçe - İngilizce

gidişli teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

trending

Present participle of trend

Being the subject of a trend; currently relevant or interesting

A calculation used to anticipate future utilization of a group based on past utilization by applying a trend factor, the rate at which direct and indirect medical costs are changing

The process of collecting periodic device status information for purposes of subsequent graphic display and analysis

The review of proposed changes in resources allocation and the forecasting of their impact on budget To be effective, trending should be regularly performed and the impacts on budget plotted graphically Used in this way trending supports a decision to make a course correction, or seek an authorized a change

Analysis of the change in measured data over at least three data measurement intervals

İlgili Terimler

git

go

git

{f} going

Before going to work in Paris, I have to brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.

Before going to work in Paris I must freshen up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

git

{f} gone

Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone. - Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.

Mr White has gone to Canada. - Bay White Kanada'ya gitti.

git

(Meteoroloji) met

I went to Kobe, where I first met her. - Onunla ilk tanıştığımız yer olan Kobe'ye gittim.

When I went to Tokyo, I met him. - Ben Tokyo'ya gittiğim zaman ona rastladım.

git

ebb

git

get along with

I just can't get along with him. - Onunla anlaşamadım gitti.

git

went

Do you know where your father went? - Babanın nereye gittiğini biliyor musun?

Lastly, she went to America. - Son olarak o Amerika'ya gitti.

git

going to

Before going to work in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

Before going to work in Paris, I have to brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.

git

go#to

git

türkçeyi ingilizceye çevir

GiT

goto

git

go to

I wish to go to Hawaii. - Hawaii'ye gitmeyi diliyorum.

I want to go to America someday. - Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.

İngilizce - İngilizce

gidişli teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

İlgili Terimler

git

A contemptible person

git

To leave

git

A silly, incompetent, stupid, annoying, or childish person

git

disapproval If you refer to another person as a git, you mean you dislike them and find them annoying. Variant of get. an offensive word for an unpleasant and annoying person, especially a man (get (16-20 centuries), from get )

git

a person who is deemed to be despicable or contemptible; "only a rotter would do that"; "kill the rat"; "throw the bum out"; "you cowardly little pukes!"; "the British call a contemptible person a `git'"

git

To get

git

Group travel in which individuals purchase a group package in which they will travel with others along a pre-set itinerary

git

Abr Group inclusive tour A group tour that is offered only if a minimum number of people book for it

git

{f} get (Colloquial)

git

A stupid or unpleasant person

git

synonym for gastrointestinal tract

Kürtçe - Türkçe

gidişli teriminin Kürtçe Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

git

darboğaz

gît

kışın belirli soğuk günleri

gît

bela

gît

musibet

gît

varta

gît

badire

İngilizce - Türkçe

gidişli teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

git

(Argo) defol, kış kış

Fransızca - Türkçe

gidişli teriminin Fransızca Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

gît

gésir

Heceleme

gi·diş·li