geziler

listen to the pronunciation of geziler
Türkçe - İngilizce
trips

We don't go on trips. - Biz gezilere gitmeyiz.

Tom doesn't carry much luggage on trips. - Tom gezilerde çok bagaj taşımaz.

Three of a kind
Third-person singular simple present indicative form of trip
plural form of trip
Trade-related aspects of intellectual property rights
A nickname for three of a kind
third person singular of trip
Trade Related Aspects of Intellectual Property Rights Agreement
An Agreement of the World Trade Organization: Trade-Related Aspects of Intellectual Property Rights
n trade related intellectual property rights, a hot theme in discussions of traditional biological knowledge
Trade Related Aspects of Intellectual Property Matters (Part of GATT - General Agreement on Tariffs and Trade)
Trade-Related Aspects of Intellectual Property Rights See WTO Agreement
Agreement on Trade-Related Intellectual Property Rights
Agreements on Trade-Related Aspects of Intellectual Property Rights Included in WTO rules since the conclusion of the Uruguay round Are to be renegotiated in 1999
three of a kind in poker
Trade Related Intellectual Property Rights
of trip
gezi
tour

The purpose of our trip is to visit friends and see some tourist spots. - Gezimizin amacı arkadaşları ziyaret etmek ve bazı turistik noktaları görmektir.

Do you have any sightseeing tours of this town? - Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?

gezi
travel

Gulliver's Travels was written by a famous English writer. - Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.

I will be traveling in Europe for two months. - İki aylığına Avrupa'yı geziyor olacağım.

gezi
trip

You will benefit by a trip abroad. - Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.

Their trip has been cancelled due to rain. - Yağmur nedeniyle onların gezisi ertelendi.

gezi
sightseeing

I want to get a sightseeing visa. - Bir gezi için vize almak istiyorum.

He went to Hawaii to do some sightseeing. - O, gezi turu yapmak için Hawaii'ye gitti.

gezi
journey

I want to go on a journey around the world if possible. - Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.

The object of the journey was to visit Grandma. - Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti.

gezi
excursion

He's the one who made an excursion there. - Oraya geziye giden odur.

We enjoyed the excursion very much. - Geziden çok hoşlandık.

gezi
excursion, journey, tour, trip; outing, promenade, walk, ride
gezi
promenade, esplanade, place for strolling
gezi
locomotion
gezi
outing

They chartered a bus for the firm's outing. - Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.

It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings. - Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.

gezi
promenade
gezi
itineration
gezi
walk

She walked around looking for him. - Onu arayarak etrafta gezindi.

I like to walk in the country. - Ben kır gezisini seviyorum.

gezi
parade
gezi
touring

I'm looking forward to touring bookstores in the US. - Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.

Tom is touring with Mary's band. - Tom Mary'nin grubuyla geziyor.

gezi
esplanade
gezi
ride

Tom likes long bus rides. - Tom uzun otobüs gezintilerini seviyor.

Can I offer you a ride? - Sana bir gezinti önerebilir miyim?

gezi
(Bilgisayar) expedition

I anticipate that there will be problems on their expedition. - Onların gezisinde sorunlar olacağını tahmin ediyorum.

Some problems are expected on their expedition. - Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.

gezi
circuit
gezi
voyage
gezi
sıghtseeıng
gezi
excursion, outing; tour
gezi
{i} run
hangi geziler var
What sightseeing tours are available
Türkçe - Türkçe
geziler