Do you often take business trips?
- Sık sık iş gezilerine çıkar mısın?
Tom doesn't carry much luggage on trips.
- Tom gezilerde çok bagaj taşımaz.
Why did we have to come on this tour? It's really boring.
- Neden bu geziye gelmek zorundaydık? Gerçekten çok sıkıcı.
I'm going to take you on a tour.
- Seni bir geziye çıkaracağım.
I will be traveling in Europe for two months.
- İki aylığına Avrupa'yı geziyor olacağım.
He was traveling in the Philippines this time last year.
- Geçtiğimiz yıl bu zamanda Filipinler'de geziyordu.
I've been invited on a trip abroad, but I don't want to go.
- Yurt dışında bir geziye davet edildim, ama ben gitmek istemiyorum.
Some day we'll take a trip to India.
- Bir gün biz Hindistan'a gezi yapacağız.
He went to Hawaii to do some sightseeing.
- O, gezi turu yapmak için Hawaii'ye gitti.
I want to get a sightseeing visa.
- Bir gezi için vize almak istiyorum.
The object of the journey was to visit Grandma.
- Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti.
I want to go on a journey around the world if possible.
- Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
We enjoyed the excursion very much.
- Geziden çok hoşlandık.
He's the one who made an excursion there.
- Oraya geziye giden odur.
It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings.
- Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.
They chartered a bus for the firm's outing.
- Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.
I walked about aimlessly on the street.
- Caddede amaçsızca gezindim.
I like to walk in the country.
- Ben kır gezisini seviyorum.
I'm looking forward to touring bookstores in the US.
- Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.
Tom is still touring with Mary's band.
- Tom hâlâ Mary'nin grubuyla geziyor.
Don't accept rides from strangers.
- Yabancılardan gezinti kabul etmeyin.
Would you like a ride?
- Bir gezinti ister misiniz?
Some problems are expected on their expedition.
- Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.
I anticipate that there will be problems on their expedition.
- Onların gezisinde sorunlar olacağını tahmin ediyorum.