gewitter

Almanca - Türkçe

gewitter teriminin Almanca Türkçe sözlükte anlamı

[das] fırtına, bora

s. gı'vitır fırtına

- {gı'vitır} s fırtına

oraj

İngilizce - Türkçe

gewitter teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

storm

fırtına

Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar. - Fortunately they had no storms on the way.

Öğlen hava çok fırtınalıydı. - It was very stormy in the afternoon.

storm

{f} çok öfkeli bir halde

storm

{f} fırtına gibi esmek

storm

{i} kargaşa

storm

şiddetli öfke veya heyecan

storm

{f} öfkelenmek

storm

{i} kıyamet

storm

{i} hücum

Tom ofise hücum etti. - Tom stormed into the office.

Tom odaya hücum etti. - Tom stormed into the room.

storm

müstahkem yere hücum etmek

storm

fırtına patlamak

storm

{f} saldır

On beş bin göçmen Kanal Tüneli'ne saldırdı. - Fifteen hundred migrants stormed the Channel Tunnel.

storm

öfkeli bir halde gitmek

storm

fırtına esmek

storm

kudurmak

storm

bağırıp çağırmak

storm

fırtına çıkmak

storm

heyecan

electrical storm

elektrik fırtınası

electrical storms

elektrik fırtınaları

electrical storm

(Meteoroloji) gök gürültülü sağanak

Almanca - İngilizce

gewitter teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı

tempest

thunderstorms

thunderstorm

Black clouds announced the coming thunderstorm. - Schwarze Wolken kündeten das Gewitter an.

Trains were disrupted due to a thunderstorm. - Wegen des Gewitters geriet der Zugfahrplan durcheinander.

tempests

storm

The storm caused a power outage. - Das Gewitter verursachte einen Stromausfall.

There is going to be a storm. - Es kommt ein Gewitter auf.

electrical storm

electrical storms

storminess

İlgili Terimler

Angst vor Blitzen und Gewitter

astraphobia

Das entfernte Donnern deutet auf Gewitter.

The distant thunder portends a storm

Das war vielleicht ein Gewitter!

Talk about thunderstorms!

ein reinigendes Gewitter

a thunderstorm that clears the air

im Anzug sein (Gewitter)

to brew

niederschlagarmes Gewitter

windstorm