O, ne konuştu nede ağladı, sessizce dışarı çıktı.
- He neither spoke nor wept, but went out in silence.
O mektubu okurken ağladı.
- She wept reading the letter.
Yorumcular Bu korkunç bir başarısızlıktı! diye bağırdılar.
- That was a terrible miss! cried the commentators.
Kralın kızını kazanmalıyım! diye bağırdı ikisi de.
- I shall win the king's daughter! they both cried.