Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz.
- We must not take anything for granted.
Bu öğrenim hibesi bana bölüm konseyi tarafından verildi.
- This study grant was given to me by the departmental council.
Onun projesi hibeler tarafından finanse edildi.
- His project was funded by grants.
Bana katılmayacağına hiç ihtimal vermemiştim.
- I took it for granted that she would agree with me.
Üniversite ona bir burs verdi.
- The college granted him a scholarship.
Tom her pazartesi onun bisikletini ödünç almama izin veriyor.
- Tom has been allowing me to borrow his bicycle every Monday.
Sanırım onun her zaman istediğini yapmasına izin vermeyi durdurmamın zamanıdır.
- I think it's time for me to stop allowing her to always have her own way.