gewährung

listen to the pronunciation of gewährung
Almanca - Türkçe
[die] verme, bahşetme
verilme
İngilizce - Türkçe

gewährung teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

grant
{i} bağış

Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz. - We must not take anything for granted.

grant
{i} hibe

Bu öğrenim hibesi bana bölüm konseyi tarafından verildi. - This study grant was given to me by the departmental council.

Onun projesi hibeler tarafından finanse edildi. - His project was funded by grants.

grant
{f} vermek
grant
{i} ödenek
grant
kabul etmek; rıza göstermek; yerine getirmek: She granted his request. Ricasını yerine getirdi. Granting the truth of what you're
grant
{f} kabul etmek
grant
onaylamak
grant
varsaymak
grant
{f} ver

Bana katılmayacağına hiç ihtimal vermemiştim. - I took it for granted that she would agree with me.

Üniversite ona bir burs verdi. - The college granted him a scholarship.

allowing
izin

Tom her pazartesi onun bisikletini ödünç almama izin veriyor. - Tom has been allowing me to borrow his bicycle every Monday.

Sanırım onun her zaman istediğini yapmasına izin vermeyi durdurmamın zamanıdır. - I think it's time for me to stop allowing her to always have her own way.

allowing
izin verilen
grant
(fiil) vermek, nasip etmek, onaylamak, kabul etmek, bağışlamak, burs vermek
grant
{f} burs vermek
grant
{i} feragatname
grant
terketmek
grant
(Avrupa Birliği) hibe, imtiyaz
grant
bağış,v.ver: n.burs
grant
{f} nasip etmek
grant
{f} 1. kabul etmek; rıza göstermek; yerine getirmek: She granted his request. Ricasını yerine getirdi. Granting the truth of what you're
grant
farzetmek