Boston'dan kurtulmak zorundaydım.
- I had to get out of Boston.
Bir defa kötü bir alışkanlığı başlayınca, ondan kurtulmak zor olabilir.
- Once you've got into a bad habit, it can be difficult to get out of it.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Metrodan inmek için uğraştım.
- I struggled to get out of the subway.
Kaç Tom. Çık buradan!
- Run, Tom. Get out of here!
Buradan hemen kaçmalıyız.
- We should get out of here now.
I can't get out of this notion that she may have known all along.
Is there any way I can get out of Saturdays?.