Bu durumdan kurtulmak zorundayım.
- I have to get out of this situation.
Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konudan kurtulmak için bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.
- When I find myself in trouble, I try to find a way to get out of it.
Bütün hafta şehir dışındaydım.
- I've been out of town all week.
Tom geçen hafta şehir dışındaydı.
- Tom was out of town last week.
Leyla arabadan inmek istedi.
- Layla wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Metrodan inmek için uğraştım.
- I struggled to get out of the subway.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Dün saat kaçta yataktan çıktın?
- What time did you get out of bed yesterday?
Buradan hemen kaçmalıyız.
- We should get out of here now.
I can't get out of this notion that she may have known all along.
Is there any way I can get out of Saturdays?.
When the out-of-town respondents reported their own feelings about New York City, the result was still more favorable.