Bu labirentten kurtulmak çok zor.
- This maze is very hard to get out of.
Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konudan kurtulmak için bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.
- When I find myself in trouble, I try to find a way to get out of it.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Kaç Tom. Çık buradan!
- Run, Tom. Get out of here!
Dün saat kaçta yataktan çıktın?
- What time did you get out of bed yesterday?
I can't get out of this notion that she may have known all along.
Is there any way I can get out of Saturdays?.
... in and out to get out of the way, and even cards and that ...
... - MARGARET, GET OUT OF THE WAY! - I'M ON THE AIR, KIM. ...