Boston'dan kurtulmak zorundaydım.
- I had to get out of Boston.
Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konudan kurtulmak için bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.
- When I find myself in trouble, I try to find a way to get out of it.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Leyla arabadan inmek istedi.
- Layla wanted to get out of the car.
Metrodan inmek için uğraştım.
- I struggled to get out of the subway.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Bu eski kitap oldukça demode.
- This old book is quite out of date.
Açıkça konuşmak gerekirse, senin düşünce biçimin demode.
- Frankly speaking, your way of thinking is out of date.
Buradan hemen kaçmalıyız.
- We should get out of here now.
Kaç Tom. Çık buradan!
- Run, Tom. Get out of here!
Bu ayakkabıların modası geçmiş.
- Those shoes are out of date.
Bu ceketin modası geçmiş.
- This coat is out of date.
Bu eski kitap oldukça demode.
- This old book is quite out of date.
I can't get out of this notion that she may have known all along.
Is there any way I can get out of Saturdays?.
I can't eat this salad, it's out of date.
The dresses she wears are quite out of date.