geschmackssinn

listen to the pronunciation of geschmackssinn
Almanca - Türkçe
tat alma duygusu
İngilizce - Türkçe

geschmackssinn teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

taste
tatmak

Bu lezzetli keki tatmak ister misin? - Would you like to taste this yummy cake?

taste
tat

Bizim kendi ağacımızdan gelen elmalar marketten gelen püskürtülmüş elmalardan çok daha iyi tat veriyor. - The apples from our own tree taste much better than the sprayed apples from the supermarket.

Ben bütün iyileri tattım, ve sağlıklı olmaktan daha iyisini bulmadım. - I tasted all goods, and didn't find better than good health.

taste
{i} tadımlık miktar
taste
{i} beğeni

Limonlu suyun tadını beğeniyorum. - I like the taste of lemon water.

Limonun tadını beğeniyor musun? - Do you like the taste of lemons?

sense of taste
zaika
sense of taste
(Arılık) tad duyusu
taste
damak tadı

Yabancı pirinç sert ve tatsızdır ve de Japon damak tadına hitap etmez. - Foreign rice is hard and tasteless, and doesn't appeal to the Japanese palate.

Damak tadım sizinkinden oldukça farklı. - My taste is quite different from yours.

taste
tat vermek

Tat vermek için tuz ve biber ilave et. - Add salt and pepper to taste.

taste
düşkünlük
sense of taste
tat duyusu
taste
tat almak
taste
zevk

Müzikte zevkler kişiden kişiye değişir. - Tastes in music vary from person to person.

Zevkler ve renkler tartışılmaz. - There is no accounting for tastes.

taste
-i tatmak, -in tadına bakmak; -in tadını almak: Will you taste the soup? Çorbayı tadar mısın? I can't taste the mint. Nanenin tadını
taste
{i} tat alma duyusu. 3
taste
(fiil) tatmak, tadına bakmak, yaşamak, tadı olmak
taste
{f} yaşamak
taste
zevk/tat
taste
(isim) tat, çeşni, lezzet, tad, zevk, beğeni, tadımlık miktar
taste
{i} tat: I liked the taste of that tea. O çayın tadı hoşuma gitti. It had a bitter taste. Acı bir tadı vardı
taste
tadını almak
Almanca - İngilizce
taste
sense of taste