Hasarlı borudan su akıyordu.
- Water was coming out of the damaged pipe.
Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı?
- Did you receive any compensation for the damaged luggage?
Tom'un yaralı olduğunu anlıyorum.
- I understand that Tom is hurt.
Yaralı değilsin, değil mi?
- You're not hurt, are you?
Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım.
- I tried to repair his damaged prestige.
Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
- The roof was damaged by the storm.
Elektrik kesintileri bilgisayara hasar verdi.
- The power cuts damaged the computer.
Rock grubu otel odasına hasar verdi.
- The rock band damaged the hotel room.
Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
- We got our roof damaged by the typhoon.
Onlara zarar verildi.
- They've been damaged.