geriden

listen to the pronunciation of geriden
Türkçe - İngilizce
(Muzik) play back
from behind, from the rear
geri
back

Ask her when she comes back. - O geri döndüğünde ona sor.

He left Japan never to come back. - O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.

geriden gösterim
(Sinema) rear projection
geriden kestirme
(Askeri) resection
geriden projeksiyon
(Sinema) rear projection
geriden aydınlatma
back lighting
geriden bakmak
to look from a distance (at); to be an onlooker
geriden besleme  
(Tekstil) backward feed
geriden geriye
secretly, covertly
geriden gösterici
(Sinema) back projector
geriden gösterim ekranı
(Sinema,Teknik) back projection screen
geriden kestirme yöntemi
(Askeri) back azimuth method
geriden taarruz
(Askeri) stern attack
geriden yükleyici
back loader
geri
{i} rest

Where are the rest of the files? - Dosyaların geri kalanı nerede?

My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there. - Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

geri
rear

Tom always looks in the rearview mirror before he backs up. - Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.

geri
{s} reverse

Tom started the car and put it in reverse. - Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.

geri
behind

I tried to stop him, but he left me behind. - Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.

The bus was behind schedule. - Otobüs tarifenin gerisindeydi.

geri
background
geri
remainder
geri
(Bilgisayar) prev
geri
aft
geri
(Bilgisayar) previous
geri
(Bilgisayar) back space
geri
lag
geri
undeveloped
geri
imbecile
geri
(Bilgisayar) back to
geri
provincial
geri
with-
geri
arrears
geri
stupid
geri
(Bilgisayar) bksp
geri
reclaim
geri
(Bilgisayar) backspace
geri
reclaimed
geri
to back
geri
restored to
geri
back in

I'll be back in a wink. - Kaşla göz arasında geri döneceğim.

Tom is back in his office. - Tom ofisine geri döndü.

geri
back from
geri
the rest, remaining part, remainder, what's left
geri
slow (timepiece)
geri
the past
geri
backward

Tom took a step backward. - Tom geriye doğru bir adım attı.

The actress fell backward over the stage. - Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.

geri
reversing
geri
backwards

Tom is walking backwards. - Tom geriye doğru yürüyor.

Tom stumbled backwards. - Tom geriye tökezledi.

geri
backward, behind in time or progress, behindhand
geri
retarded, backward
geri
outcome, result
geri
back, rear, reverse; rest, remainder; back, hind; backward, undeveloped; (saat, vb.) slow; stupid, half-witted, imbecile; back, backward(s)
geri
re
geri
posterior
geri
back, backward, to the rear
geri
retro
geri
hind

In hindsight, this was a mistake. - Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.

geri
slow

As my watch was slow, I missed the special express. - Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.

That was because my watch was five minutes slow. - Sebebi saatimin beş dakika geri kalmasıydı.

geri
aback
geri
rearward
geri
Back up!/Back!
geri
anus (of an animal)
geri
back, back side, rear, the space behind
geri
with

I think everyone looks back on their childhood with some regret. - Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.

In the end, the Germans were forced to withdraw. - Sonunda, Almanlar geri çekilmeye zorlandı.

geri
pull away
İngilizce - İngilizce

geriden teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Geri
A diminutive of the female given name Geraldine, also used as a formal given name
geri
Kick
Türkçe - Türkçe
geriden