They cut the fins and tossed back the remainder of the living shark in the ocean.
- Onlar okyanusta yaşayan köpek balıklarının yüzgeçlerini kestiler ve geri kalanını geri attılar.
Tom spent the remainder of the night thinking about Mary.
- Tom gecenin geri kalanını Mary'yi düşünerek geçirdi.
Where are the rest of the files?
- Dosyaların geri kalanı nerede?
You can have the rest.
- Geri kalanları alabilirsin.