geri dönme

listen to the pronunciation of geri dönme
Türkçe - İngilizce
reversal
return

It's unlikely that Tom will ever return home. - Tom'un eve geri dönmesi olası değil.

I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile. - Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.

turning back
(Bilgisayar) bounce
regression
(Kanun) withdrawal
(Tıp) recovery
failback
retrocession
geri dönmek
return

In order to return to our era, what should we do? - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?

Her one wish was to return and see her only daughter one last time. - Onun tek isteği, geri dönmek ve tek kızını son bir kez görmekti.

geri dön
turn away
geri dönmek
revert
geri dönmek
(Fiili Deyim ) get back

Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work. - Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.

The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy. - Onu son kez aradığımda, bana İtalya'ya geri dönmek istediğini söyledi.

geri dönmek
regain
geri dön
(Bilgisayar) go back

Tom will go back home soon. - Tom yakında eve geri dönecek.

You should go back right now. - Şu an geri dönmelisin.

geri dön
(Bilgisayar) revert
geri dön
(Bilgisayar) go back to

Tom didn't want to go back to where he was born. - Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.

Go back to your seat. - Koltuğunuza geri dönün.

geri dönmek
cut back
geri dönmek
fetch up
geri dönmek
backtrack
geri dönmek
(Latin) averto
geri dönmek
start back
geri dönmek
go back

Tom had to go back the way he'd come. - Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.

He wants to go back to the wild. - O, vahşi hayata geri dönmek istiyor.

geri dönmek
come back

I don't want to come back here ever again. - Bir daha asla buraya geri dönmek istemiyorum.

If you don't want to come back, I'll understand. - Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.

geri dönmek
(Politika, Siyaset) retail
geri dönmek
(Dilbilim) bring back
geri dön
got back
geri dön
get back

I'll stay here till you get back. - Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.

Tom has to get back to work. - Tom işe geri dönmek zorunda.

geri dön
{f} returning

He is returning to this city. - O bu şehre geri dönüyor.

There is no returning to our younger days. - Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.

geri dön
backtrack
geri dön
{f} return

After a long absence, he returned home. - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.

In order to return to our era, what should we do? - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?

geri dön
turn about
geri dön
{f} returned

He returned home three hours later. - Üç saat sonra eve geri döndü.

After a long absence, he returned home. - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.

Geri dönmek
head back

Turkish envoy heads back to united states.

geri dön
back to top
geri dönmek
turn back

It's too late to turn back now. - Şimdi geri dönmek için çok geç.

We have to turn back. - Geri dönmek zorundayız.

geri dönmek
be back

You don't have to be back until tomorrow. - Yarına kadar geri dönmek zorunda değilsin.

Tom doesn't have to be back until tomorrow. - Tom yarına kadar geri dönmek zorunda değil.

geri dönmek
revert back to
esnek geri dönme
(İnşaat) elastic recovery
geri dön
backslide
geri dönmek
(tazı) hark back
geri dönmek
return to

In order to return to our era, what should we do? - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?

I want to return to work. - İşe geri dönmek istiyorum.

geri dönmek
to come back, to return, to get back
geri dönmek
to come back, go back, return
geri dönmek
put back
geri dönmek
rejoin
geri dönmek
wind
ülkesine geri dönme
repatriation
Türkçe - Türkçe

geri dönme teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Geri dönmek
(Osmanlı Dönemi) FEZR
Geri dönmek
(Osmanlı Dönemi) TAAVVÜD
Geri dönmek
rücu etmek
Geri dönmek
çark etmek
geri dönmek
tornistan etmek
geri dönme