geri dönerek

listen to the pronunciation of geri dönerek
Türkçe - İngilizce
returning
{s} going back, coming back; recurring, repeating
{i} act of going back, act of coming back; act of sending back, act of giving back
Present participle of to return
tending to return to an earlier state
tending to be turned back
geri dön
turn away
geri dön
(Bilgisayar) go back

You should go back right now. - Şu an geri dönmelisin.

Do you think I'm too old to go back to school? - Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?

geri dön
(Bilgisayar) revert
geri dön
(Bilgisayar) go back to

Go back to your seat. - Koltuğunuza geri dönün.

Tom had to go back to Boston. - Tom Boston'a geri dönmek zorunda kaldı.

geri dön
got back
geri dön
get back

Tom has to get back to work. - Tom işe geri dönmek zorunda.

I wish I'd get back to my childhood again. - Keşke tekrar çocukluğuma geri dönsem.

geri dön
{f} returning

The National Center for Education Information says a predicted teacher shortage won't pan out because teachers who left the profession are returning. - Ulusal Eğitim Bilgi Merkezi Mesleği bırakan öğretmenler geri döndüklerinden dolayı tahmin edilen bir öğretmen açığının sonuç vermeyeceğini söylüyor.

There is no returning to our younger days. - Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.

geri dön
backtrack
geri dön
{f} return

In order to return to our era, what should we do? - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?

After a long absence, he returned home. - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.

geri dön
turn about
geri dön
{f} returned

He returned to Japan. - O, Japonya'ya geri döndü.

He returned home three hours later. - Üç saat sonra eve geri döndü.

geri dön
back to top
geri dön
backslide
geri dönerek