geri dönebilen

listen to the pronunciation of geri dönebilen
Türkçe - İngilizce
reversing
present participle of reverse
Serving to effect reversal, as of motion; capable of being reversed
geri dön
turn away
geri dön
(Bilgisayar) go back

Do you think I'm too old to go back to school? - Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?

Tom will go back home soon. - Tom yakında eve geri dönecek.

geri dön
(Bilgisayar) revert
geri dön
(Bilgisayar) go back to

Tom didn't want to go back to where he was born. - Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.

Go back to your seat. - Koltuğunuza geri dönün.

geri dön
got back
geri dön
get back

Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work. - Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.

I'll stay here till you get back. - Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.

geri dön
{f} returning

There is no returning to our younger days. - Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.

Tom will be returning soon. - Tom yakında geri dönecek.

geri dön
backtrack
geri dön
{f} return

After a long absence, he returned home. - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.

He returned to Japan. - O, Japonya'ya geri döndü.

geri dön
turn about
geri dön
{f} returned

He returned home three hours later. - Üç saat sonra eve geri döndü.

He returned to America. - Amerika'ya geri döndü

geri dön
back to top
geri dön
backslide
geri dönebilen