I wish I could turn back time.
- Keşke zamanı geri döndürebilsem.
Tom will go back home soon.
- Tom yakında eve geri dönecek.
You should go back right now.
- Şu an geri dönmelisin.
Do you think I'm too old to go back to school?
- Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
Tom has to get back to work.
- Tom işe geri dönmek zorunda.
I'll stay here till you get back.
- Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.
The typhoon prevented us from returning to Tokyo.
- Tayfun bizim Tokyo'ya geri dönmemizi engelledi.
The National Center for Education Information says a predicted teacher shortage won't pan out because teachers who left the profession are returning.
- Ulusal Eğitim Bilgi Merkezi Mesleği bırakan öğretmenler geri döndüklerinden dolayı tahmin edilen bir öğretmen açığının sonuç vermeyeceğini söylüyor.
When will you return?
- Ne zaman geri döneceksin?
After a long absence, she returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
He returned to America.
- Amerika'ya geri döndü
He returned to Japan.
- O, Japonya'ya geri döndü.