The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
I can't stretch my right arm.
- Sağ kolumu geremiyorum.
I got out of bed and had a good stretch.
- Ben yataktan kalktım ve iyi bir gerindim.
In the most thrilling moment, everyone looked very tense.
- En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.
Tom says that he always feels tense when Mary is in the room.
- Mary odada iken, Tom her zaman gergin hissettiğini söylüyor.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
Tom has been under a lot of strain recently.
- Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
He stretched and took a deep breath.
- Gerindi ve derin bir nefes aldı.
The cat was lying stretched out at full length in the sunlight streaming through the window.
- Kedi, pencereden giren güneş ışığında boylu boyunca gerinerek uzanıyordu.
He has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri gidebilir.
Tom has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri dönebilir.
Mongolian nomads live in gers.