gerekiyor teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- it is necessary
- gerek
- need
I need medicine. Where is the pharmacy?
- Bana ilaç gerek. Eczane nerede?
My clock needs to be fixed.
- Saatimin onarılması gerekiyor.
- bilmem gerekiyor
- need to know
- gerek
- whether or
I wondered whether or not Tom had told Mary she needed to do that.
- Tom'un Mary'ye bunu yapması gerektiğini söyleyip söylemediğini merak ettim.
Tom was uncertain whether or not he should tell Mary.
- Tom Mary'ye söyleyip söylememesi gerektiğinden emin değildi.
- gerek
- demand
I demanded that he should pay.
- Onun ödemesi gerektiğini iddia ettim.
He demanded that I should pay the money at once.
- Parayı bir kerede ödemem gerektiğini talep etti.
- gerek
- want
Your shoes want mending.
- Ayakkabılarının tamir edilmesi gerekiyor.
Tom didn't want to spend any more time than necessary in Boston.
- Tom Boston'da gerektiğinden daha fazla zaman geçirmek istemedi.
- gerek
- concern
Should we be concerned?
- Endişeli olmamız gerekiyor mu?
The existing law concerning car accidents requires amending.
- Araba kazaları ile ilgili mevcut yasa değişiklikler gerektirir.
- gerek
- occasion
- gerek
- ought
I think that you ought to apologize to her.
- Ben ondan özür dilemen gerektiğini düşünüyorum.
You ought to have known that he was sick in bed.
- Onun yatakta hasta olduğunu bilmen gerekirdi.
- gerek
- requirement
In my opinion, happiness has a few fundamental requirements.
- Bana göre, mutluluğun birkaç temel gereksinimi var.
Our college won't admit Tom until he meets all the requirements.
- Bizim üniversite bütün gereksinimleri karşılayıncaya kadar Tom'u kabul etmeyecek.
- gerek
- involvement
- gerek
- required to
Am I required to get a visa?
- Vize almam gerekiyor mu?
The Romans would never have had the chance to conquer the world if they had first been required to study Latin.
- Romalılar ilk önce Latince çalışması gerekli olsaydı, asla dünyayı fethetme şansları olmazdı.
- gerek
- (Nükleer Bilimler) necessary
If you are going abroad, it's necessary to have a passport.
- Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.
I find it necessary to be able to say what I feel.
- Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.
- gerek
- the need
- ameliyat olmam gerekiyor mu
- Do I need an operation
- bazı testler yaptırmanız gerekiyor
- You have to do some tests
- botu ne zaman iade etmem gerekiyor
- When do I have to bring the boat back
- bu akşam almam gerekiyor
- I need them tonight
- bu ilaç için reçete gerekiyor mu
- Do I need a prescription for this
- bunları kuru temizlemeye vermem gerekiyor
- I need this to be dry cleaned
- bunları yıkatmam gerekiyor
- I need this to be washed
- bunları ütületmem gerekiyor
- I need this to be ironed
- burada satın aldığım ürünler için gümrük ödemem gerekiyor mu
- Do I have to pay duty on the goods I bought here
- ceza ödemeniz gerekiyor
- You'll have to pay a fine
- depozito ödemem gerekiyor mu
- Do I need to pay a deposit
- dişinizi çekmemiz gerekiyor
- We'll have to extract your tooth
- gerek
- necessity, need, requirement; necessary, needed; whether ... or
- gerek
- exigence
- gerek
- both ... and: Gerek annesi, gerek babası aynı yerdendirler. Both his mother and his father are from the same place
- gerek
- whether ... or: Gerek ben gideyim, gerek siz gidin, gerek o gitsin, farketmez. Whether it is I or you or he who goes, it does not make any difference
- gerek
- requisition
- gerek
- necessity
In the United States the automobile is a necessity and not a luxury.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde otomobil bir lüks değil, bir gerekliliktir.
Necessity is the mother of invention.
- Gereksinim icatın annesidir.
- gerek
- exigency
- gerek
- repeated, preceding nouns or phrases in parallel position
- gerek
- pinch
You'll get used to living alone in a pinch.
- Gerektiğinde yalnız yaşamaya alışacaksın.
This will come in handy in a pinch.
- Bu gerektiğinde işe yarayacak.
- hastanede kalmam gerekiyor mu
- Do I have to stay in the hospital
- kaynak kuruluşun tayini gerekiyor
- (Askeri) originating agency's determination required
- kendi raketimi getirmem gerekiyor mu
- Do I have to bring my own racket
- muayene olmam gerekiyor
- I need a medical consultation
- ne kadar beklemem gerekiyor
- How long will I have to wait
- para yatırma formu almam gerekiyor
- I need a deposit slip
- para çekme formu almam gerekiyor
- I need a withdrawal slip
- park ücreti ödemem gerekiyor mu
- Must I pay to park here
- pişirilmesi gerekiyor mu
- Does it need to be cooked
- resmi rapor tutturmanız gerekiyor
- You have to make an official report
- rezervasyon yaptırmamız gerekiyor mu
- Do we need to make a reservation
- rezervasyon yaptırmamız gerekiyor mu
- Do we have to make a reservation
- reçete gerekiyor
- It needs a prescription
- röntgen çektirmem gerekiyor
- I need to have some X rays taken
- saat 5'e kadar hazır olması gerekiyor
- I need it by 5 o'clock
- saatimin ayarlanması gerekiyor
- My watch needs adjusting
- uyku ilacı için reçete gerekiyor mu
- Do you need a prescription for sleeping pills
- yanımda hangi bölgelerin bulunması gerekiyor
- What papers do I need with me
- yarın almam gerekiyor
- I need them tomorrow
- yarından sonra almam gerekiyor
- I need them the day after tomorrow
- yeniden göndermek gerekiyor
- (Bilgisayar) resend required
- üye olmamız gerekiyor mu
- Do we need to be members