I need no justification for my actions.
- Eylemlerim için hiçbir gerekçeye ihtiyacım yok.
I never argued with my stepmother, nor she gave me the reasons.
- Üvey annemle hiç tartışmadım veya o bana gerekçeler vermedi.
I understand your reasons.
- Gerekçelerini anlıyorum.
Try and come up with a more reasonable excuse next time.
- Bir dahaki sefere daha mantıklı bir gerekçe bulmayı dene.
I wish I could think of a good excuse not to go.
- Keşke gitmemek için iyi bir gerekçe bulabilsem.
He resigned on the grounds of ill health.
- O kötü sağlık gerekçesiyle istifa etti.
The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.
- Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı .